27 – Şurahbil Bin Hasene

 ŞURAHBİL BİN HASENE (ŞÖR HABİL HASENE) TÜRBE VE ZAVİYESİ

Hazreti Muhammed (SAV) ile birlikte savaşa katılan değerli kumandanlardan biri olan Şurahbil Hazretleri, Habeşistan’a göç edenler arasındaydı. Daha sonra Hazreti Muhammed (SAV) tarafın dan Mısır’da elçi olarak görevlendirilmiştir. Halife Ebu Bekir de, kendisini Şam’ın fethine gönderdi. Tarebiyye (Taberiyye’yi barış yoluyla, anlaşarak alan) dışında bütün Ürdün’ü savaşla fetheden Şurahbil Hazretleri, 639 yılında yaşamını yitirdi. Kilisli Kalaycıoğlu’nun yazdığı el yazısı tarih kitabında, Şurahbil hakkında şu bilgiler bulunmaktadır: “Hz. Ömer, hicri 17 yılında Ebu Ubeyde Bin Cerrah kumandası altında İslam ordusunu Suriye’nin fethine gönderdi. Şurahbil bin Hasene sekiz bin kişilik bir kuvvet ile Azaz’ı ele geçirdikten sonra, Kilis’te Meşhedlik denilen bölgede kanlı bir savaş yaptı. İslam sancağını bu beldeye diktikten sonra altı ay bu bölgenin komutanlığını yaptı, bu sırada kolera hastalığına yakalandı ve hicri 18 yılında vefat etti.

Zaviyenin ne zaman yapıldığına dair kesin bir bilgi olmamakla birlikte, Osmanlı arşivlerinde 1617 tarihli bir belgede bu zaviyenin ismi geçmektedir.

 

Mescid, zaviye ve türbeden out şan mekan, kent merkezinin kaze yindeki Şörhabil Mahallesi, Çigism Sokak’ta yer almaktadır. Avlusova birlikte “28m x 24m” boyutunda dikdörtgen bir planı olanı bu tesiste ayrıca mutfak, kiler ve hücreler bulunmaktadır. Bu yapıların dışa bakan duvarlarında moloz taş, iç kısma yani avluya dönük duvarlar ile mescit, mescidin batısındaki eyvan ve türbede düzgün kesme taş kullanılmıştır. Mescit, avlunun güneydoğu köşesinde olup, dikdörtgen planlı ve tek sahanlıdır. Girişte sağ tarafta Hz. Şurahbil’e ait olduğunu belirtilen bir sanduka vardır.

Derin ve oldukça yalın olan mih- rabın önünde oluşturulan kare planlı mekan, düzgün kesme taş- lardan yapılmış bir kubbe ile örtülmüştür. Ağırlığı beşik tonozlar ve sivri kemerlerle yan duvarlara bindirilmiş olan kubbenin kasnağı içten yuvarlak, dıştan sekizgendir. Taş çörtenler, yalındır. Yapının içi, düz atkılı ve alınlıkları sivri kemerli beş pencere ile aydınlanmaktadır. Mescidin eyvanının batısında yer alan ve basık kemerli kapısı olan ayrı bir türbe daha bulunmasına karşın sandukaya ait kimlik bilgisi yoktur. Mescidin kuzeyinde sivri kemerle avluya açılan bir eyvan ve onun kuzeyinde beşik tonozla örtülü kiler ve mutfak yeralmaktadır.

Avlunun kuzeyinde sivri kemerle avluya açılan eyvan ve üzeri beşik tonozla örtülü basık kemerli kapıları olan dört tane hücre vardır. Mutfak, kiler ve hücrelerde mazgal pencereler yanında nefeslik biçiminde küçük pencerelere de yer verilmiştir. Zemini beyaz taşlarla döşeli olan avluda, ayrıca kuyu, abdesthane ve helalar vardır. İlk onarımı 16. yy’ın ilk yarısında Kanuni Sultan Süleyman döneminde olmuştur.

İkinci onarımı ise 1902 yılında II.Abdülhamit tarafından yaptırıl- mış olup, 1960’da minare yapılmış ve 1975 yılında da zaviye bölümü onarılmıştır.